Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

iyi söylemek

  • 1 iyi söylemek

    хвали́ть, расхва́ливать

    Türkçe-rusça sözlük > iyi söylemek

  • 2 iyi

    1. adj gut
    2. subst gute Note, Pluspunkt m;
    (-i) iyi etmek (jemanden) heilen, gesund machen; gut daran tun (de … zu); fam mitgehen lassen (A);
    -e iyi gelmek jemandem gut tun; Schmerz lindern; Kleidung sitzen;
    iyi gitmek fig gut gehen; Kleidung gut stehen (-e jemandem);
    iyi hal belgesi Führungszeugnis n;
    iyi hoş (ama) schön und gut (aber);
    iyi iş doğrusu! eine schöne Bescherung!;
    iyi kalpli gutherzig; treuherzig;
    iyi ki schön, dass …; nur gut, dass …;
    iyi kötü adv, adj recht und schlecht;
    iyi niyet Arglosigkeit f;
    iyi olmak in Ordnung sein; sich erholen; unp es geht (mir) besser; … için iyi söylemek Gutes über jemanden sagen;
    iyiden iyiye adv gehörig, entsetzlich; immer mehr (dahinsiechen usw); adj endgültig;
    iyiye gelmek sich bessern;
    iyisi, iyisi mi am besten …; das Beste ist, …;
    iyiyim es geht mir gut; ich fühle mich gut;
    iyi değilmişsiniz es soll Ihnen (gesundheitlich) nicht gut gehen (sagt man)

    Türkçe-Almanca sözlük > iyi

  • 3 iyi

    хоро́ший хорошо́
    * * *
    1.
    1) врз. хоро́ший

    iyi adam — хоро́ший челове́к

    iyi haber — до́брая весть

    iyi ilâç — хоро́шее лека́рство

    iyi para kazandı — он зарабо́тал прили́чные де́ньги

    iyi bir konuşma — хоро́ший разгово́р

    iyi yağmur yağdı — прошёл отли́чный дождь

    2) здоро́вый

    iyimisiniz? — вы здоро́вы?

    iyiyim — я здоро́в, я чу́вствую себя́ хорошо́

    3) доста́точный, удовлетворя́ющий потре́бностям

    süt çocuklar için iyi — молоко́ хорошо́ для дете́й

    2. врз.
    хорошо́

    çok iyi — о́чень хорошо́, прекра́сно

    iyi konuştu — он хорошо́ говори́л

    iyi ki — хорошо́, что...; повезло́, что...

    iyi etmek — а) вы́лечить, исцели́ть; б) хорошо́ / пра́вильно поступа́ть; в) арго огра́бить

    iyi olmak — а) выздора́вливать, поправля́ться; зажива́ть; б) подходи́ть, соотве́тствовать; в) быть уме́стным, быть к ме́сту

    ••

    iyi dost kara günde belli olurпосл. друг познаётся в беде́

    iyi iş altı ayda çıkarпосл. для [осуществле́ния] хоро́шего де́ла ну́жно вре́мя

    iyi söz baldan tatlıdırпосл. до́брое сло́во сла́ще мёда

    - senden iyisini bulamaz
    - iyisi mi
    - iyisi mi vazgeç
    - iyiye çekmek
    - iyi gelmek
    - ilâç iyi geldi
    - palto üstünüze iyi geldi
    - iyi gitmek
    - bu elbise size iyi gidiyor
    - iyi gözle bakmamak
    - iyi hoş ama...
    - iyi iş doğrusu
    - iyiye iyi
    - kötüye kötü demek
    - iyi söylemek

    Türkçe-rusça sözlük > iyi

  • 4 söylemek

    назва́ть
    * * *
    -i, -e
    1) говори́ть, сказа́ть, выска́зывать

    ciddi mi söylüyorsun? — ты серьёзно говори́шь?

    çok iyi söylediniz — вы о́чень хорошо́ сказа́ли; вы уже́ вы́сказали своё мне́ние

    2) проси́ть, попроси́ть

    çorba söyledim — я заказа́л суп

    size bir mektup yazmamı söylediler — они́ попроси́ли меня́ написа́ть вам письмо́

    3) расска́зывать, сообща́ть, информи́ровать

    bunu görenler de babama da söylerler — ви́девшие э́то и моему́ отцу́ расска́жут

    4) петь; деклами́ровать

    şarkı / türkü söylemek — петь

    ••

    Türkçe-rusça sözlük > söylemek

  • 5 iyi

    "1. good. 2. plentiful, abundant. 3. in good health, well. İ-si.... The best thing is.... -ye çekmek /ı/ 1. to put a good interpretation on. 2. to consider (something) to be a good omen. - dilek good wishes. - dilekte bulunmak /a/ to wish (someone) well. - dost kara günde belli olur. proverb It´s when you´re in trouble that you learn who your real friends are. - etmek 1. /ı/ to cure, heal. 2. to do the right thing; to act wisely. 3. /ı/ slang to rob. 4. /ı/ slang to get even with (someone), give (someone) his comeuppance. - gelmek /a/ 1. to suit, fit. 2. (for a medicine, a treatment) to help, be beneficial, work. 3. to bring good fortune. - gitmek 1. to go well. 2. /a/ to suit. - gözle bakmamak /a/ to have a bad opinion of. - gün good times, prosperity. - gün dostu fair-weather friend. - gün görmüş (someone) who knows what prosperity is, who has enjoyed prosperous times. - hal belgesi/kâğıdı certificate of good conduct. - hoş amma.... That´s all very well but.... - insan sözünün üstüne gelir. proverb A person who appears while he is being talked about is a good person. -siniz inşallah. colloq. I hope you are well. - iş altı ayda çıkar. proverb It takes time to do a job well. - iş belgesi good letter of recommendation (for an employee). - iş doğrusu! colloq. What a queer thing! -den iyiye thoroughly, completely. -ye iyi, kötüye kötü demek to call a spade a spade, speak plainly, be forthright. - kalpli goodhearted, kind. - ki.... It´s good that.../Fortunately,.... - kötü 1. somehow, in some way or other. 2. not bad, fairly good. -si mi.... The best thing to do is.... - olacak hastanın hekim ayağına gelir. proverb If it is fated for things to go well, they will go well. - oldu da.... It´s good that.../Fortunately,.... - olmak 1. to recover. 2. (for something) to go well, suit one´s purpose. 3. to be good, be favorable. - saatte olsunlar the djinns. - söylemek /için/ to praise."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > iyi

  • 6 kötü

    плохо́й, дурно́й

    kötüler — плохи́е лю́ди

    kötü bir adam — а) плохо́й челове́к; б) отрица́тельный персона́ж (напр. в фильме)

    kötü bir huy — плохо́й (дурно́й, скве́рный) хара́ктер

    kötü filim — низкопро́бный фильм

    kötü gözle bakmak — пло́хо относи́ться к кому

    kötü hava şartları — неблагоприя́тные (плохи́е) пого́дные усло́вия

    kötü kast — а) дурно́е наме́рение, злой у́мысел; б) покуше́ние [на жизнь]

    kötü kişi olmak — станови́ться плохи́м (в чьих-л. глазах); вызыва́ть чью-л. неприя́знь

    - ı kötüye kullanmak — злоупотребля́ть чем

    güveni kötüye kullanmak — злоупотребля́ть дове́рием

    - a kötü oyun oynamak — сыгра́ть злу́ю шу́тку с кем

    kötü söylemek — пло́хо говори́ть о ком

    kötü yola düşmek — пойти́ по плохо́му пути́, встать на плохо́й путь (о женщине)

    kötüye yormak — счита́ть дурны́м предзнаменова́нием

    hepsinden kötüsü — ху́же всего́ то, что…

    iyi kötü — ху́до ли, хорошо́ ли

    kötü etmek — поступи́ть пло́хо; сде́лать дурно́е

    -ı kötüye boğmak — обдури́ть, обману́ть кого

    kötü dövmek — жесто́ко избива́ть

    kötü kötü düşünmek — го́рестно заду́маться; погрузи́ться в печа́льные размышле́ния

    kötü kadın — же́нщина лёгкого поведе́ния

    Büyük Türk-Rus Sözlük > kötü

См. также в других словарях:

  • iyi söylemek — (biri için) övmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lehinde söylemek (veya bulunmak) — 1) iyiliğini söylemek 2) hakkında iyi söz söylemek, desteklemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötü — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı Kötü bir kalem. 2) Zararlı, tehlikeli Kötü adam. 3) Korku, endişe veren Yabancının bu kötü kasdına yalnız azmimizle karşı koyduk. R. E. Ünaydın 4) Kaba ve kırıcı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • orta — is. 1) Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre Yılın ortası.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cevap vermek — 1) karşılık olarak bildirmek veya söylemek Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi. R. N. Güntekin 2) gereksinimi karşılamak Keban Barajı, Doğu Anadolu nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TAFDİL — Bir şeyi üstün kılmak. Birisini ötekisinden mühim görmek. * Gr: Bir şeyi en üstün, daha üstün daha çok, en iyi, daha iyi gibi mânâ ifâde etmesi için mukayese ve üstünlük gösteren ismini söylemek ki, buna ism i tafdil denir. Ef al () vezninde;… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TENKİD — Bir kimse veya şeyin iyi veya kötü taraflarını bulup meydana çıkarmak.Tenkid yapıcı veya yıkıcı olabilir. Tenkitten maksat, doğrunun ve yanlışın iyi niyetle ortaya konulması, hakikate ulaştıracak yolun ve imkânların gösterilmesidir. Sadece… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»